Ülkemizde otomotiv sektörü birkaç sektörden sonra 3. sırada gelmektedir. Türk Otomotiv sektörünün temelleri1950’li yıllara dayanmakta olup otomobil üretiminde dünyalı üst sıralarında yer almaktadır. Ülkemizde üretilen motorlu kara taşıtlarına baktığımızda ise birinci sırada otomobil olmakla birlikte Otobüs, Minibüs, Midibüs, Kamyonet ve Kamyon sıralamayı takip etmektedir. Ülkemiz üzerinde üretim yapmakta olan markalar ve ürettikleri araç grupları aşağıdaki harita üzerinde gösterilmiştir.
Otomotiv sanayi sektöründe araç üretim iş akışı temel olarak PRES, KAYNAK, BOYA, MONTAJ halinde dört prosesten oluşmaktadır. Bu proseslerde üretim esnasında yağ alma, durulama, fosfatlama, mastikleme, temizleme ve boya işlemleri gerçekleşmekte olup, tehlikeli madde kullanımı bu aşamalarda oluşmaktadır. Bunun yanında tehlikeli atıklar, atık ambalajlar, atık boya ve çamurları, vernik atıkları, arıtma atıkları üretim aşamalarında oluşmaktadır.
Pres:
Motorlu araç üretiminin ilk aşaması olup montajı yapılacak olan aracın iskeletini oluşturacak parçaların rulo halindeki çeliklerden kesilip presle şekil verilmek suretiyle üretim aşamasıdır.
Kaynak:
Birbirinin aynı veya erime aralıkları birbirine yakın iki veya daha fazla metal parçayı ısı, basınç veya her ikisini birden kullanarak, aynı türden bir malzeme katarak veya katmadan birleştirmektir. Taşıt üretiminin birinci aşaması olan pres üretim hattında araca ait kapılar, motor kaputu ve bagaj kapağı, tavan ve taban sacları aracın yan duvarları, çamurluklar vs. şekline sokulmuş olan sac parçalar ile üretimi dışarıda yapılarak dış kaynaklı tedarikçilerden temin edilen kısımlar kaynak hattında montaja uygun biçimde bilgisayarlı robotlar tarafından kaynak ve punta ile birleştirilir.
Boya:
Üretimin üçüncü aşamasında boya daldırma havuzlarında uygulanan işlemlerin amacı, kasayı oluşturan sac parçaların paslanmasını önlemek, bu parçaların birleşim yerlerinde sızdırmazlığı sağlamak, titreşim ile oluşabilecek sesi engellemek ve en son aracın olması gereken kasaya rengini vermektir.
Montaj
Motorlu araç üretimin son aşamasıdır. Boyama hattından gelen elektrokaplamaları yapılmış, araç gövdelerine taşıtın tamamlanması için gereken diğer donanımlar, tüm iç ve dış aksam, motor ve aksesuarlar monte edilir. Montajı tamamlanmış olan araç son kontroller ve ayarlar için PDI noktasına gönderilir. Gerekli kontroller gözle ve test cihazları ile yapıldıktan sonra araç yol testine tabi tutulur.
Bütün bu aşamalardan sonra araçlar sevkiyata hazırlanmak üzere mumlanır ve sevkiyat esnasında oluşabilecek olan küçük hasarlar bu mumlama ile önlenmiş olur.
Bir aracın üretimi esnasında kullanılan proseslerde birçok kimyasal madde kullanılmaktadır. Bu maddelerin tamamı kimyasal olup tehlikeli mal sınıfındadır. Şimdi bir otomobil üretiminde kullanılan bazı kimyasalları ve kullanım amaçlarını hep birlikte inceleyelim.
SÜLFÜRİK ASİT (H2SO4) UN 1830 – UN 1831 – UN 1982
Hidroklorik asit, boya, Elektrokaplama ve metal galvanizlemeden önce metalik oksitlerin giderilmesi
NİTRÜR (N2) UN1977
Azot genelde eylemsiz bir gazdır, çünkü yaygın olarak bir örtücü gaz olarak kullanılır, bu da oksijene duyarlı malzemeleri havayla temastan korur. Sıvı azotun endüstriyel kullanımından bazıları aşağıda belirtilmiştir:
İşlenmek üzere maddeleri çabucak dondurmak için; Örneğin, eski lastiklerin geri dönüşümü amacıyla parçalanmalarını kolaylaştırmak için sık sık kullanılır
PROPİLEN (C3H6)
Propilenin başlıca kullanımı, diğer kimyasal bileşiklerin üretiminde aşağıdaki gibi ara ürün olarak kullanılır:
Otomatik fren sıvısı
FOSFORİK ASİT (H3PO4) UN 3453 – UN 1805 – UN 1807
Pas sökücü: Fosforik asit ferritik oksit (Fe2O3) ferrik fosfata (FePO4) dönüştürülen pas dönüştürücü olarak işlev görür ve daha sonra kolayca temizlenebilir. Bu amaçla fosforik asit yaygın olarak jöle olarak adlandırılan bir jel olarak satılmaktadır.
WAX BALMUMU
Kerosen UN 1223
Parafin
Otomotiv üretim aşamalarında,
UN 1006 Argon,
UN 1072 Oksijen, Sıkıştırılmış,
UN 1202 Motorin,
UN 1203 Benzin,
UN 1823 Sodyum Hidroksit, Katı,
UN 1824 Sodyum Hidroksit, Çözeltisi,
UN 1950 Aerosoller,
UN 2794 Aküler, Islatılmış, Asit Doldurulmuş, elektrik depolama
UN 2795 Aküler, Islatılmış, Alkali Doldurulmuş, elektrik depolama,
Motorlu araçların üretiminden sonra ise kullanım ve bakım hizmetleri sonrasında oluşan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan rehber dokümanda Otomobil Tamirhanelerinden kaynaklanan tehlikeli atıklar aşağıdaki gibi listelenmiştir. Ayrıca atık oluşabilmesi için bu maddelerin üretici veya teknik servis ve tedarikçiler tarafından temin edilmesi, depolanması, taşınması gibi durumlar gerekmektedir.
OTOMOTİV SEKTÖRÜ TMFB VE TMGD HİZMETİ ALACAK MI?
Ülkemizin de 30.11.2015 tarih ve 5434 Sayılı kanun ile üyesi olduğu “Tehlikeli Malların Karayoluyla Uluslararası Taşınmasına İlişkin Avrupa Anlaşması (ADR)’na göre Tehlikeli Maddeler, 24.10.2013 tarih ve 28801 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkında Yönetmeliğe uygun olarak taşınması gerekmektedir.
Ayrıca söz konusu yönetmeliğin 6. maddesinin 3. Bendindeki “Yetki Belgesi Sahibi Olma Zorunluluğu” başlığına altında bu yönetmeliğe ve ADR’ye göre tehlikeli maddelerin karayolu ile taşımacılığı alanında faaliyet gösteren firmaların; dolduran, paketleyen, yükleyen, gönderen, alıcı, boşaltan ve tank-konteyner/taşınabilir tank işletmecileri adı geçen faaliyet alanlarından biri veya birden fazlası ile iştigal oluyorsa UDHB’na başvurarak Tehlikeli Madde Faaliyet Belgesi (TMFB) almaları gerekmektedir.
İlave olarak 22.05.2014 tarihli ve 29007 sayılı Resmi Gazete ’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı Hakkında Tebliğ” kapsamında faaliyet gösteren işletmelerin Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı (TMGD) istihdam etme veya TMGD’lerden hizmet alma zorunluluğunun 01.07.2015 tarihi itibariyle başladığı da ifade edilmiştir.
Bu kapsamda, söz konusu yönetmeliklere göre tehlikeli maddeler ile iştigal edip henüz TMFB almamış veya TMFB alıp TMGD veya TMGDK ile hizmet sözleşmesi yapmamış olan otomotiv firmalarının yapılacak denetimlerde idari para cezası almaları durumu söz konusudur. Yönetmelik kapsamındaki tehlikeli maddelerden bir takvim yılı içerisinde net elli ton ve üstü miktarlarda işlem yapan; dolduran, paketleyen, yükleyen, gönderen, alıcı, boşaltan ve tank konteyner/taşınabilir tank işletmecisi olarak bu faaliyetlerden biri veya birden fazlasıyla iştigal eden işletmeler, Tehlikeli Madde Faaliyet Belgesi almak zorundadırlar.
Otomotiv sektöründe faaliyet gösterilen alanların tehlikeli madde sınıfları aşağıdaki gibidir.
Sınıf 2: Gazlar Gaz şirketleri ve üretimlerinde gaz kullanan işletmeler
Sınıf 3: Yanıcı sıvı maddeler Akaryakıt şirketleri, kimya, boya, gıda, kozmetik
Sınıf 4: Yanıcı katı maddeler Maden, otomotiv, kimya, plastik, ahşap
Sınıf 5: Oksitleyici maddeler ve organik peroksitler Kimya, otomotiv, tekstil
Sınıf 9: Farklı tehlikeli madde ve nesneler
TEHLİKELİ MADDE RİSK DEĞERLENDİRİLMESİ
Tehlikeli maddelerin taşınmasını düzenlemek için geçerli olan uluslararası kriterler ve kurallar artık ülkemizde de bakanlık seviyesinde denetlenerek uygulanmaktadır. Taşımacılık ile ilgili kurallar taşımacılığın yapıldığı Karayolları, demiryolları, denizyolları ve havayollarında bu tür yüklerin taşınmasını düzenleyen ADR, RID, IMDG Code ve IATA Regulations, Birleşmiş Milletler uzmanlar komitesinin hazırladığı, “Tehlikeli Yüklerin Uluslararası Yollarda Güvenli Taşınması için Tavsiyelere” dayalıdır ve taşıma yollarının risklerine göre farlılıklar gösterebilmektedir. ADR 1.10 bölümünde emniyet hükümleri başlığı altında bu konuyu açıklamıştır.
ADR BÖLÜM 1.10 EMNİYET HÜKÜMLERİ
Bu bölümün amaçları uyarınca, “emniyet kavramı” kişileri, mülkleri veya çevreyi tehlikeye sokabilecek şekilde tehlikeli malların çalınmasını veya yanlış kullanılmasını engelleyebilecek önlemler veya tedbirler anlamına gelir.
ADR 1.10 emniyet hükümleri uyarında tedbirler ve önlemler planlanırken,
Konularında ilgili aksiyon planları hazırlanmalıdır. Ayrıca bu konudaki çalışma sadece terör olayları veya hırsızlık gibi adli vakalar ile sınırlı olmamalıdır. İlgili tesis içinde herhangi bir iş güvenliği veya risk oluştuğunda da neler yapılması gerektiği belirlenmelidir. Bu çalışmaların bir diğeri ise RİSK Değerlendirmesidir.